A. Sera Gazı Emisyonu ile Karbon Emisyonunun Tanımı ve Uluslararası Mevzuattaki Yerleri
Karbon emisyonu karbonun atmosfere salınması anlamına gelmekle birlikte esas olarak sera gazı emisyonunu ifade etmektedir. Sera gazı emisyonları genellikle karbondioksit eşdeğerleri olarak hesaplandığından dolayı, herhangi bir küresel ısınma veya sera gazı etkisi tartışmasında genellikle “karbon emisyonu veya karbon salınımı” şeklinde adlandırılır. Artan emisyon değerleri, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi ortaya çıkan problemler ve bu problemlerin canlı yaşamı üzerinde yarattığı olumsuz etkiler fark edildikten sonra, uluslararası alanda sera gazı ve çevre kirliliğini önlemek amacıyla birçok adım atılmıştır.
Rio’daki Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)” imzalanmıştır. Bu sözleşmenin amacı havadaki karbon emisyon değerini iklim değişikliğini ve çevre kirliliğini önleyecek bir düzeyde tutmaktır. Emisyon değeri hedeflerinin kontrolleri için, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini incelemek amacıyla her yıl “Taraflar Konferansı” düzenlenmeye başlanmıştır. Bu konferanslar kapsamında, 1997 yılında Kyoto Protokolü imzalanmış olup Türkiye Kyoto Protokolü’ne katılma kararını 17 Şubat 2009 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlamıştır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 2020 yılına kadarki süreyle sınırlı olarak Kyoto Protokolü, 2020 yılından sonraki yıllar için ise Paris Anlaşması olmak üzere iki uygulama aracı bulunmaktadır.
Kyoto Protokolünün amacı, sanayileşmiş ülkelerin karbon emisyonu oranlarını 2008-2012 yılları arasında %5 oranında azaltmasıdır. Protokolde yer alan her ülkenin, ayrı hedefleri bulunmaktadır. Kyoto Protokolü’nün en dikkat çekici önlemi, gaz salınımı düşürme yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük, devletlerin sözleşmede kabul ettiği fakat uygulama açısından yetersiz kalan bir yükümlülüktür. Sanayisi gelişmiş bazı ülkeler, sınırlamaların üstüne çıkmıştır ve yükümlülüğünü yerine getirememiştir. Bunu önlemek için, belirlenen seviyeden daha fazla salınım yapacağını anlayan ülkeler bir şekilde başka bir yerden karbon kredisi bulmak zorunda kalmışlardır. Bu durum, karbon piyasası ve borsasını ortaya çıkarmıştır.
B. Sera Gazı Emisyonlarının Ulusal Mevzuattaki Yeri
Sera gazı emisyonlarının izlenmesine, raporlanmasına ve doğrulanmasına dair usul ve esaslar hakkında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile Kyoto Protokolü dayanak alınarak Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik 17.05.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve doğrulanmasına ilişkin esaslar yönetmeliğin ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin üçüncü bölümünde cezai hükümler düzenlenmiş olup; işbu yönetmeliğe aykırı hareket edenler ile yönetmelikte öngörülen mükellefiyetlerin gereklerine uymayanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca cezai yaptırım uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu cezai yaptırımlar Çevre Kanunu’nun 20. maddesinde detaylıca düzenlenmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Cezai Yaptırımlar” başlıklı 20. Maddesinin z fıkrasının çç alt bendinde sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak; Sera gazı emisyonu izleme planını sunmayanlara veya süresi içerisinde güncellemeyenlere 24.000 Türk lirası (72.871 TL), Doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara 36.000 Türk lirası (109.307 TL) idari para cezası verileceği düzenlenmiştir.
İlgili konu hakkında Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik dayanak alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 29/06/2011 tarihinde Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve Raporlanması hakkında tebliğ yayımlanmıştır. İlgili tebliğin üçüncü bölümünde İzleme Planına İlişkin Genel ve Teknik hususlar düzenlenmiş olup; dördüncü bölümünde ise Emisyonların İzlenmesine Dair Usul ve Esaslar hüküm altına alınmıştır.
C. Emisyon Ticareti
Emisyon Ticareti Sistemi, sera gazı emisyonlarına bir limit (üst sınır) belirlenmesi prensibine dayalı olarak çalışan ve sera gazı emisyon tahsisatlarının alınıp satılması suretiyle doğrudan ya da dolaylı olarak sera gazı emisyonunu ve sera gazına sebep olan faaliyetleri maliyet etkin bir şekilde sınırlandıran/sınırlandırmayı teşvik eden piyasa temelli mekanizmayı ifade etmektedir.
a. Emisyon Ticaretinin Uluslararası Mevzuattaki Yeri
Kyoto Protokolü’nün 17. Maddesinde düzenlenmiş olan emisyon ticareti, emisyon hedefi belirlenmiş olan ilgili protokolün B ekinde sayılan ülkelerinin protokolün 3. Maddesinde belirlenmiş olan emisyon sınırlama ve indirim yükümlülüklerini yerine getirebilmek için ulusal bazda yürüttükleri tedbir ve politikaları tamamlayıcı bir şekilde kendi aralarında emisyon ticareti yapabilmelerini mümkün kılan bir esnek mekanizmadır. Bu düzenlemeye göre, sera gazı emisyonunu belirlenen hedeften daha düşük bir seviyeye indiren bir EK-B ülkesi, gerçekleştirmiş olduğu bu ek indirimi protokole taraf olan başka bir EK-B ülkesine satabilecektir. Emisyon ticareti bir bakıma, iklimin korunması amacına yönelik olarak piyasa ekonomisi araçlarının kullanılmasıdır.
İlgili mevzuatta belirtilen emisyon birimlerinin kural olarak tümünün aynı protokolün 1 numaralı ekinde yer alan taraflarca serbestçe ticarete konu edilebileceği ve ilgili taraflarca yetkilendirilmek şartıyla özel kuruluşların da emisyon ticaretine katılabileceği düzenlenmiştir. Türkiye, 2001 yılında ilgili protokolün 2 numaralı ekinde yer alan ülkeler listesinden çıkarılarak 1 numaralı ekteki listeye dahil edilmiş olup; böylece tarafların yetkilendirilmesi şartının tamamlanması koşulu ile özel kuruluşların da emisyon ticaretine katılabilmesi yolundaki hukuki dayanağı sağlar hale gelmiştir.
b. Emisyon Ticaretinin Ulusal Mevzuattaki Yeri
Emisyon ticaretine ilişkin olarak yukarıda verilen mevzuat hükümleri uyarınca uluslararası anlaşmaların ülkemizde uygulanabilirliğinin sağlanabilmesi adına ilgili anlaşmaların uygun bulunması kanunları yayınlanmıştır. Söz konusu uygun bulunma kanunları haricinde doğrudan emisyon ticaretine ilişkin yürürlükte bulunan bir kanun veya yönetmelik bulunmamakla birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanının 2023 yılı içerisinde emisyon ticareti sisteminin uygulamasına geçileceği ve bu doğrultuda yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesi için gerekli çalışmaların yürütüldüğü hakkında yakın dönemde açıklamaları bulunmaktadır. Bu açıklamalar doğrultusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığının “İklim Değişikliği Kanunu” ile “Emisyon Ticareti Sistemi Yönetmeliğinin” taslaklarını hazırladığı ve söz konusu taslakların emisyon ticareti sistemi hakkında detaylı açıklamalar içerdiği tespit edilmiştir. İlgili taslak kanun ve yönetmelik çalışmalarının yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde “Türkiye’de Sera Gazı Emisyon Ticaret Sistemi Kurulmasına Yönelik Yol Haritası” yayımlanmış olup ilgili doküman üzerinde de çalışmalar yürütülmektedir.
Yukarıda detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, sera gazı emisyonu ile emisyon ticaretine ilişkin henüz ulusal anlamda bir mevzuat yürürlüğe girmemiş olup 2023 yılında hayata geçmesi beklenmektedir. Söz konusu taslaklarda uluslararası mevzuat ve uygulamalarla paralellikler bulunmakla birlikte Resmi Gazetede yayınlanma süreci tamamlanana kadar değişiklik yapılması da mümkündür.
Yürürlüğe ilk defa girecek mevzuatlarla birlikte öngörülemeyen durumlarla karşılaşılması muhtemeldir. Yasal mevzuatın takibi ile bu konuda hukuki ve idari süreçler için ofisimizle iletişime geçilmesi halinde tarafınıza kapsamlı danışmanlık hizmeti verilebilecektir.
ATAM Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Av. Deniz Simay ORAL & Stj. Av. Taha CENGİZ